Sanatçının
Büyülü Yolu

kış boyunca her salı 20:00-22:30 @Zoom

“Hayatın bütün aşamalarını ve katmanlarını kapsayan büyük bir dönüşümün ortasında olduğumuzu kabul edersek, şu anda hem doğayı hem de insan kültürünü tehdit eden rahatsız edici ve sıklıkla trajik olaylara daha çok tahammül edebilir ve bazen de onları anlar hale gelebiliriz. Dış dünyadaki sorunlar o kadar karmaşık, görünüşte zorlu ve gittikçe artan bir şekilde küresel ki, cevaplarımız insan ruhunun en derin kaynaklarından ve imkanlarından çekilmeli… İnsan psişesinin ve ruhunun derinliklerinde, hayatlarımızın değişebileceğini ve değişmesi gerektiğini tam olarak kabul ettiğimizde işleyen arketipsel örüntüler ve enerjiler vardır; her dem olmuştur. Örneğin ne zaman bir yaratıcı sürece ya da projeye girişsek yaratım arketipi harekete geçebilir ve dünyaya bizim aracılığımızla katılacak her türlü vizyon, yenilikçi fikir ve yaşam enerjisine erişmemizi sağlayabilir.”

Michael Meade
Yaşayan Mit podcasti (Living Myth)

Bak, gör. Dur, dinle. Hayat yeni yazılar, yeni şarkılar, yeni eylemler, yeni şiirler, yeni fikirler, yeni düşler çağırıyor. Yeniye aracılık eden neden sen olmayasın?

Bilinçli olarak yaratabiliriz, hayal ettiğimiz dünyayı, şimdi, burada, seçtiğimiz eylemlerle gerçek kılabiliriz. Bütün bedenimizde, her bir zerremizde hissettiğimiz yaşam aşkını, enerjisini, bile isteye seçtiğimiz işlere sunarak, dünyanın hizmetinde olabiliriz. Yemek yaparak, birbirimize bakarak, yerleri süpürerek, yazarak, çizerek, meşk ederek, muhabbet ederek, yol açarak, adım atarak, başkalarını da dansımıza davet ederek ve tekrar ve tekrar uyuyup uyanarak… Bizler biricik yaratıcılarız ve yeniden Aşk’ı hatırlayıp Aşk’la yaratabiliriz. Yolumuza devam edebilmek için belki de sadece bir topluluğa ihtiyacımız var; birbirimize göz kulak olmak, kışı birlik’te geçirip bahara sağlıkla kavuşmak için.

Sanatçının Yolu adlı kitaptan ve Tarot’tan ilhamla bilinçli yaratıcıları ateş başına çağırıyoruz. Gelin bu kış ateşi birlikte gözetelim. Kış boyunca içimizdeki çocukla, yaratıcıyla, şifacıyla ve editörle çalışıp bahara hazırlanalım. 

21 Aralık kış dönümünden sonra aralığın son haftası başlıyoruz. Her salı, 12 hafta boyunca, Sanatçının Büyülü Yolu’nu adım adım birlikte yürüyecek, yaratmak istediklerimizi, gömülü hayallerimizi ve yola devam etmemiz için bırakmamız gerekenleri birbirimizin aynalığında hatırlayacağız. Bir de tabii en çok oyun oyniCAZ!

Yol Haritası

Tarot dualitenin ötesine geçmemizi sağlayan insan olmayı hatırlama yollarından biri; Jungçu bakış açısıyla kahramanın yolculuğunu görsel olarak bize sunan bir araç. Toplumsal cinsiyet rolleri bu yolculuğunun en başında, içine doğduğumuz ilk evde ve göklerle ilk bağlantımızda, ilk 4 arketipte karşımıza çıkar. Farklı kültürler, kadın ve erkek şeklinde cinsiyet belirtmeleri sebebiyle, bu dört arketipe “eril” (Büyücü ve İmparator) ve “dişil” (Yüksek Rahibe ve İmparatoriçe) enerjileri atfetmişlerdir. Sanatçının Büyülü Yolu boyunca, teker teker bu dört arketipi çalışacak; gökle ve yerle bağlantıda, dualite ve birlikle, kaos ve düzenle, kendimizle, birbirimizle ve doğayla, havayla, suyla, toprakla ve ateşle oynayacağız.

Derin Bağ Kurma

Kahramanın yolculuğundaki adımlar, Tarot’un 22 majör arkanası ile temsil edilir. Bu adımları takip ederek kolektif bilinçdışına bağlanabiliriz. Arketipler üzerinde derinleşerek, düşünce ve davranışlarımızın altında yatan olguların sebeplerini görmeye başlayabiliriz. Böylece arketipler dünyası kendimizi tanımamıza vesile olur.

Bilinmeyenle Hemhal Olma

Arketiplerin hem aydınlık hem de karanlık tarafları vardır. Özellikle arketiplerin karanlık tarafları ile karşılaşmak, farkında olmadığımız, unuttuğumuz, bastırdığımız, gölgede bıraktığımız parçalarımızı görünür kılabilir. Onlarla karşılaşıp tanıma ve bütünleşme hali, kaybettiğimiz hayat enerjimizi geri kazanmamıza yardımcı olabilir.

Spiritüel Büyüme

Her bir arketipin kendine özgü armağanları vardır. Arketiplerle derinleşirken, bu armağanlara her birimizin erişimi olduğunu hatırlamak, bize ummadığımız bir çözüm ve rehberlik sunabilir. Henüz farkına varmadığımız ya da su yüzüne çıkarmaktan çekindiğimiz güçlerimiz, yavaş yavaş görünür ve duyulur olabilir.

Kimler için?

Toplam 20/21 kişi olma niyetindeyiz: Aysu, Derya, Ayşe, Deniz, 16 katılımcı ve bazı çemberlerde konuk sanatçılarımız

Büyücüleri

Sanat/hayat pratiklerini bulmuş, yoluna adanmış, sağlıklı bir şekilde, yani kendini, diğerlerini ve doğayı sömürmeden büyüye devam etmek isteyenleri

Karanlıkta Görenleri

Kendileri, diğerleri ve doğayla derin bağlar kurup, şahitlik, olma, sevme ve dinleme sanatlarında derinleşmek isteyenleri

Yeniyi Doğuranları

Büyüyü hatırlayıp can-ı gönülden akıp geleni hayata yeniden katmak isteyenleri

Liderleri

2023 ve sonrasını birlikte yaratmaya hazır olanları

çağırıyoruz!

Çemberlere Dair

Her hafta çemberde yaklaşık olarak şunlar olacak:

Yolculukta takip edeceğimiz bir kitap ve 4 arketip olsa da “Sanatçının Büyülü Yolu” içeriği net bir şekilde önceden belirlenmiş bir eğitim, atölye çalışması, konferans, terapi ya da ders değildir. Her ne kadar biz kolaylaştırıcılar olarak, bildiğimiz adabı elimizden geldiğince sunsak ve tecrübelerimizden yola çıkarak hepimiz için bir taslak akış hazırlasak da bu süreçte tam olarak neler olacağını çok şükür bilmiyoruz, bilemeyeceğiz. 

Oynarken kullanacağımız kağıt, kalem, boya, kil, hamur, herhangi bir çalgı vb. materyal ve ihtiyaç listesi, buluşmamız öncesinde, e-posta ile katılımcılara iletilecek.

Çember deneyimi olsun veya olmasın herkes davetlimizdir. Çemberler ile ilgili detaylı bilgiye Aysu’nun websitesinden veya Kadınlar Şifadır platformundan erişebilirsiniz.

Anlaşmalar

Bu davet, 12 çevrimiçi çemberi ve yolun ihtiyaç duyulan bir yerinde Aysu ya da Derya ile bir saatlik bir Zoom görüşmesini kapsamakta. Sanatçının Yolu’nda yapılması önerilen sabah sayfaları, sanatçı buluşması ve haftalık pratikler zorunlu değil, ancak çemberlerde mevcut olmamız gibi her katılımcıdan sorumluluğunu almasını beklediğimiz şeyler.

Başvuran herkesin buluşmaların tamamına katılmalarını ve Sanatçının Yolu’nda önerilen pratikleri gerçekleştirmeye açık olmalarını bekliyoruz.

Dileğimiz kış boyunca her çemberde açık zihin, açık kalp ve açık bedenlerle mevcut olmamız. Bunu birlikte sağlayabilmemiz için, başvuru formunda katılımcılardan uyacaklarına dair söz vermelerini beklediğimiz bir diğer anlaşmamız da bu:

“Çemberlerimizin bir gün öncesinden çemberin kapanışına dek (süreç boyunca pazartesi ve salıları) sarhoş edici ve uyuşturucu maddelerden uzak duracağım.”

Rehberler

Aysu Erdoğdu Miskbay

Ana Kolaylaştırıcı

Merhaba, ben Aysu. Kendimi bildim bileli yazar, çizer, şarkı söyler, dans eder, hayal kurar, hayatın karşıma çıkardıkları ile bol bol oynarım.

Eşya Kütüphanesi ve Anadolu Jam ile başlayan armağan ekonomisi, çember, şiddetsiz iletişim ve topluluk oluşturma tecrübelerim; The Way of Council (Çemberin Yolu), Guerreiros Sem Armas (Silahsız Savaşçılar), Kadınlar Şifadır, İçsel Doğum ve ISTA eğitim ve pratikleri ile devam etti.

Bugünlerde topluluklara kolaylaştırıcılık, tılsımlı yolculuklara rehberlik yaparak; mümkün olduğunca gözlerimi, kulaklarımı, aklımı ve kalbimi her gün yeniden açarak; kendimi, doğayı ve toplumu keşfim sürmekte.

Geçen sene duyduğum çağrıyla cinsellik ve yakın ilişkileri odağıma almaya başladım. Sanat benim için kendime yaklaşma, kendimle derin bağ kurma yolu. Ancak kendimle olan bu bağı gözeterek doğayla ve diğerleriyle dengede, sağlıklı ve sevgi dolu bir ilişki kurabildiğimi keşfettiğimden beri başka türlü bir Aşk’la yazıyor, çiziyor, şakıyor ve hayatla dans ediyorum.

Neden buradayım?

2014’ü 2015’e bağlayan kış ilk kez Sanatçı’nın Yolu’nu yürümeye başladım. Bilmiyorum ne kadar süre, kitabın yazarı Julia Cameron’un önerdiği gibi her sabah yazamadım. Yazı gibi de değildi yazmaya oturduğumda çıkan, içimi sayfalara kustum demek daha doğru olabilir, özellikle ilk aylarda ve yıllarda… Cameron’un, hayatını gönlünden geçenleri yaratarak geçirmek isteyenlere verdiği tavsiyeler içinde en çok sanatçı buluşmasını sevdim. Böylece yazarak, oynayarak, kendimle tekrar ve tekrar buluşarak, günler, aylar, yıllar geçmeye başladı. Bilmiyorum yolun neresinde, nasıl iyileşmeye başladım ama farkındayım: iyileşiyorum!

 

Geçtiğimiz 8 sene içerisinde Sanatçının Yolu kitabını 3 kez, devam kitapları olan “Walking In This World” (“Bu Dünyada Yürümek”) ve “Finding Water”ı (“Kaynağı Bulmak”) ikişer kez tamamladım, yürüdüm, içtim. Sanatla yani hayatla, gittikçe daha çok canlanarak geçen 8 yılın ardından, 8. kez bu yolu yürürken yanımda hem eski, hem de yeni dostlar olsun istedim ve buradayım.

Derya Albayrak

Kolaylaştırıcı

Merhaba, ben de Derya. Bir yeryüzü aşığı, illüstratör, doğa temelli seremoni rehberi, tasarımcı, Council taşıyıcısı ve kolaylaştırıcısı, bahçıvan, aşçı, dansçı ve sevgiliyim.

Sanatla ve ellerimin bilgeliği ile çalışmayı seviyorum. Eski yolların izinde gerçeğin, yakınlığın ve büyümenin hatırlandığı dinleme alanlarını yaratma konusunda tutkuluyum.

Yeni paradigmanın hikâye yaratıcılarına, topluluk temelli projelere, girişimlere, sanatçılara, yazarlara, hayalperestlere, şifacılara, aşıklara, hikâye anlatıcılığı becerilerim, dinleme gücüm ve üretken ellerimle hizmet ediyorum.

Neden buradayım?

Yaratıcılığın süreçleri beni her zaman büyülemiştir. Fiziksel bir alandan, ilişkisel bir alanın inşasına; düşsel bir âlemin doğumundan, içsel bir kimliğin doğumuna kadar pek çok yaratım yolculuğu sürecine mevcudiyetimi adadım. Bu sefer Sanatçının Yolu’na yani yaratıcılığın yabani doğasına doğru yola bir grupla çıkmanın heyecanı ile buradayım. Yine, yeniden dinlemeyi hatırlamak üzere.

Konuk Sanatçılar

Bazı çemberlerde kolaylaştırıcı olarak Aysu’ya eşlik edecek sanatçılar

Sedef Kermen

2000’de MSGSÜ Sahne Dekoru ve Kostümü Bölümü’nden mezun oldu. Şu anda İstanbul ve Bodrum arasında yaşıyor, yakın zamanda Esslingen’de yaşamayı deneyecek. “Giz’li Atölye” Kolektifi, “İçimdeki Alan” Kolektifi ve “Sanat Psikoterapileri Derneği” üyesi olarak kişisel çalışmalarını sürdürüyor. Kişisel ve grup sergilerinin yanı sıra bir psikoterapi merkezinde sanat terapisi uygulayıcısı olarak ve MSGSÜ’de öğretim görevlisi olarak çalıştı. 

“Çok uzun zamandır bireysel ifade olanaklarımı araştırdığım ve duygusal yoğunluklarımı aktardığım bir mecra olarak sanat hayatımda ve iyilik halime katkı sağladı. Şimdi topluluk içinde, kafayı taktığım meseleleri, sadece sözün değil sanatın da ifade olanaklarını kullanarak araştırmaya hevesliyim.”

diyen Sedef, Aysu ile Sanatla Şiddetsiz İletişim programında katılımcı olarak, Derya ile Cadıların Bilgeliği Yolu’nda eşkolaylaştırıcı olarak tanıştı. İçsel tanışıklıkları, birlikte hayal kurmalarını, oynamalarını ve yaratıcılıklarını destekledi; böylece Sedef’in dünyasındaki sanatla terapi uygulamaları, kadın çemberleri, tarot, rüyalar, sembollerle ilişkilenmeye, herkese açılmaya başladı…

Ayşe Gökçe Bor

Kış düşüyor dağlara. Uzaklarda dans eden sisler ve bulutların arasından gün sızıyor. Derin bir nefes çekiyorum ve yağmur damlalarını kalbine katmış serin havayı ciğerlerime dolduruyorum. Ruhumun patikaları bu sıralar bilmediğim diyarlara çıkıyor, buralar gibi, sisli ve bulutlu. Öte tarafta meşelerin sararmış yapraklarına böğürtlenin kızarmış yaprakları sarılmışken bir kuş şakıyor, bir diğeri aniden havalanıyor. Bir kedi sürtünüyor bacaklarıma. Hayat muhteşem düzeninde akıyor, her an her şey değişiyor, ben de öyle. Hamuruma katılmış bin türlü tecrübeyle olduğumu sandığım kişi bu günlerde aşk dolu buluşmalarla, kahkaha ve iletişimle, doğanın döngüleriyle ve bir yuva inşa etmekle hemhal. Bilinmezlik ve değişim içinde, kazdağlarının bir köyünde, yaşamın sırrını yaşamakta buluyor kendince.

Emre Ertegün

Tanımlamalarla aram pek iyi olmamakla birlikte 10 yılı aşkın süredir kendimce bir yalınlaşma ve kendini bilme yolculuğunda olduğumu söyleyebilirim. Hayatıma giydirdiğim çember pratikleri ve uzun yıllar kırsalda sürdürdüğüm sade yaşamın yanı sıra Rob Dreaming, Andrew Davies ve son yıllarda Meryem Suna ile çalışma şansına erişmem bu yolculuğun önemli kilometre taşlarını oluşturdu.

 

2013’ten bu yana birçok etkinlikte, çemberde alan tutmuş olup bir süredir yakın ilişkiler, cinsellik konularına daha fazla eğilmeye başladım; zaman zaman sadece erkeklere yönelik olan çemberlere, buluşmalara da alan açıyorum.

 

Yogayı, derin muhabbetleri, oyun oynamayı, okumayı, yazmayı, dans etmeyi, ve kahvaltıyı çok seviyor; hayata, aklım yettiğince ve becerebildiğim ölçüde ekoloji ve bütünün faydası açısından yaklaşıp buna göre yaşamaya gayret ediyorum.

 

“Yeni”ye Doğru adlı kitabın ve bol miktarda deneme yazısının aracısı olup son zamanlarda yazılarımı daha ziyade instagram hesabımda paylaşıyorum.

Argın Kubin

İçe bakışı öğrendikten sonra kendi kutsal mabedinde daha çok zaman geçirmeye başlamış, ayaklarıyla rüya gördüğü danslar etmeye, kalbinden çağlayan şarkıları şakımaya, içinden taşan haikuları kurmaya ve şiir’selleri yazmaya başlamıştır. Sanatın farklı dallarından beslenmeye devam etse de son yıllarda odağını hikaye anlatıcılığı, doğaçlama dans ve beden pratikleri, oyun ve yaratıcı süreçlerde tutmuştur. Bir yandan tababet sanatını icra ederken bir yandan masal geceleri, açık sahne buluşmaları ve ilgili konuların olduğu atölyeler, etkinlikler düzenlemektedir.

 

Bu sene Çanakkale’de düzenlemeye başladığı “Spoken Word Troia” açık sahne etkinlikleri ile güncel bilgiyi Instagram sayfasında bulabilirsiniz.

Zeynep Melisa Coşkun

1999 yılında Ankara’da doğan Melisa, konuşmaya şarkı söyleyerek başladı. Küçüklük hayali olan müziği, 2013 yılında Ankara Güzel Sanatlar Lisesi’ne girerek akademik hayatına taşıdı. Küçüklüğünde başlayan “ben kimim?” soruları ergenliğinde spiritüalizme meraka dönüştü, böylece müziğin ötesindeki ve içindeki çağrıların peşine daha derinden düşmeye başladı. Yolun devamında, 2016 yılında bestecilikle tanıştı. Bestecilik onun hayatına, yaratıcılığı ve ifade arzusuyla yayılabileceği bir alan tanıdı. 

 

2017 yılında Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Kompozisyon Sanat Dalı’na kabul edilen Melisa, çeşitli hocaların öğrencisi oldu ve okul ikinciliğiyle mezun oldu. Konservatuvarda şu anda hem yüksek lisans öğrencisi hem de öğretim elemanı olup, çemberlerde de müzisyenlik, cadılık(!) ve bir Sanatçının Yolu atölyesinde asistanlık yapmakta. Ayrıca sanatçı bir arkadaşıyla beraber tasarladığı Şarkı Atölyesi adlı çalışmalarında ruh sesini araştırıyor.

Aliye Burcu Ertunç

1983 İstanbul doğumluyum, Sosyal Antropoloji mezunuyum. İnsanın hem kültürel hem de içsel yolculuğunu merak ediyor, bu merak peşinde düşbirlikleriyle çalışıyorum.

 

2012’de beni, “dinlemenin” niteliğine ve gücüne uyandıran Anadolu Jam topluluk çemberleri ve Way of Council adabı vesilesiyle kendimle, birbirimizle ve yeryüzüyle ilişkilerimizi araştırıyor, günlük yaşam hikâyelerimizi yaşamın gizemli kulaklarıyla duymaya çalışıyorum. Work That Reconnects ve Şiddetsiz İletişim’in ruhunu yaşamaya gayret ediyor, son yıllarda katıldığım eğitimler ve Türkiye’deki ortak çalışma gruplarıyla işbirliğinde olarak bu kaynakların çemberde aldıkları yeri derinleştiriyorum.

 

2021’de Kadınlar Şifadır Platformu’nun kuruluşundan bu yana kadınların çemberlerde bir araya gelmesine hizmet ediyorum. Online ve yüzyüze olarak yeryüzündeki ekolojik etkiler ve yas, kadınlık kavramları, ilişkilerde kendimizle ve çevremizle bağlantı kurmak üzerine çalıştığım çember alanlarını daha çok kişiyle tanıştırmak için şehirden şehire yolculuk ediyorum.

Yer Destek Ekibi

Ankara ve Çanakkale’de Aysu ve Derya’nın elini uzatıp tutabileceği mesafede yaşayan

ve olabildiğince her çemberde mevcut olacak sanatçılar

Deniz Soykan

1993 yılında Ankara’da doğdum. 2012 yılında yoga ile başladığım keşif yolculuğuma 2017 yılında sanatın dahil olmasıyla birlikte, o güne kadar tanımadığım bir parçamla buluştum. Daha öncesinde yokluğundan haberdar dahi olmadığım bu parçam ile birlikte kendimi araştırmaya, çalışmalara katılmaya, üretmeye ve paylaşmaya devam ettim. Atölyeler vermekten büyük keyif aldığım bir dönemin ardından, kendi üretim alanıma kavuşmamla birlikte, daha çok kendimle kalıp ürettiğim ve ürettiklerimle insanlara ulaştığım bir sürecin içerisine girdim. Olanlara duyduğum şükür ve mümkün olabileceklerin heyecanıyla üretmeye ve ürettiklerim vesilesiyle kendi katmanlarımla buluşmaya devam ediyorum.

Ayşe Gökçe Bor

Bknz. “Konuk Sanatçılar”

Erken başvuranlar öncelikli değerlendirilecektir.
Deneyim, yaş ve cinsiyet açısından çemberde çeşitlilik ve denge gözetilecektir.
Başvuru için SON GÜN 21 ARALIK.

Yolumuz açık olsun!

Çizimler Derya Albayrak’a aittir.